YOKSA SİZ SİMÜLAKR MISINIZ?

“Hayatta kimseyi değiştiremezsin ve kimse için değişmemelisin. Ne sen başkası için mecburi istikametsin ne de başkası senin için. Yorma kendini; bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin.”                      

                                                                                                                                                                                                      Charles Bukowski

İnsanlar, sizin hakkınızda ne düşünürse düşünsün, kafanıza takmadan, en son ne zaman yaşadınız bu hayatı?

Peki, sağına soluna, arkasına önüne bakmadan mutlu mesut, yaşantısına devam edebilen kaç kişi var acaba şu âlemde?…

Mesela siz,  şu, adını sanını bilmediğiniz elalem için yaptıklarınızı ve yapmadıklarınızı bir listeler misiniz lütfen?

Bir düşünün bakalım, hayatınız boyunca atacağınız adımların kaç tanesini, hazır olduğunuz bir zamanda, yalnızca siz istediğiniz için attınız?…

Hep, sonunu bildiğiniz işlere girip ortalama bir yaşama sahip olmaktansa kendinize güvenip risk alsaydınız ve o uçuk kaçık hayallerinizin peşine düşseydiniz, şimdi nerede ve ne yapıyor olurdunuz hiç düşündünüz mü peki?

Kendinize en son ne zaman güvendiniz? …  Ama gerçekten!…

Başkalarının fikrini değil de inandığınız bir şeyi hangi tarihte yaptığınızı hatırlayabiliyor musunuz?

Aynaya baktığınızda, kendinizi görebildiğinize emin misiniz peki?

E o zaman, onca yılın ardından aynada gördüğünüz siz değilseniz, o kim? … Bir simülakr mısınız yoksa?  Ekleziyast diyor ki “ Hakikati gizleyen şey simülakr değildir. Çünkü hakikat, hakikat olmadığını söylemektedir. Simülakr, hakikatin kendisidir.” Sanırım simüle bir dünyada bir simülasyonun figüranlarından öte geçememiş olmak acıtıyor içimizi değil mi?…

Oysa kendiniz olabilmeyi başarabilseydiniz, kim ne diyebilirdi ki size? Başkalarının sizin için kurguladığı hayatı, sizinmişçesine yaşamış olmak ne kazandırdı? Yıllar sonra ‘keşke’lerle kurulan cümleler dökülürken dudaklarınızdan, kendinize olan saygınızdan da bir şeyler yitirdiğinizi fark etmenin yorgunluğu çökmezdi en azından omuzlarınıza.

Haydi, dönüp şimdi hemen bir daha bakın hayatınıza…

Bu defa, kendiniz için bir şeyler yapın… Başkaları istediği ya da yönlendirdiği için değil… Zararın neresinden dönerseniz kârdır.

Bukowski’nin de söylediği gibi varsın sevmesin insanlar sizi, bırakın onları; siz, siz olun yeter… Siz yolunuza size, siz olduğunuz için değer verip eşlik etmek isteyenlerle devam edin. İnanın bu bencillik değil bu sadece ben’lik…

 

Paylaşın herkes okusun ;

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir