• Avrupa Notları,  Köşe Yazıları

    DEMOKRASİ – REMİGRATİON

    “Şu an hiçbir şey yapmayan bir insan, okuldan ya da tarihten hiçbir şey öğrenmemiş demektir.” “25 Kasım sabahı, saat dokuza geliyor, puslu bir cumartesi. Avluya park etmiş arabaların üstünde karlar birikiyor. O gün Landhaus Adlon’da olup bitenler bir oda tiyatrosunu andırıyor – ama bu, tiyatro değil, gerçek. Burada, aşırı sağcı akıl hocaları, AfD temsilcileri ve sağ hareketin zengin destekçileri bir araya geldiğinde neler olabileceği gün yüzüne çıkıyor. En önemli ortak hedefleri, insanların ırkçı kıstaslarla Almanya’dan sürülebilmesini sağlamak – Alman vatandaşlığına sahip olup olmadıklarına bakılmaksızın.” Kaynak: correctiv.org Yukarıda alıntıladığım paragraf ne yazık ki bir romanın prolog bölümü değil. Almanya’da büyük bir gazetecilik örneği sergileyen Correctiv’in deşifre ettiği gerçek bir haberden bir…

  • Köşe Yazıları

    YASAKLARIN DAYANILMAZ CAZİBESİ…

    Streisand Etkisi Son günlerde ceza üzerine ceza kesilen “Kızıl Goncalar” dizisinin aklıma getirdiği “Streisand effect” teriminden ve “yasaklar” meselesinden bahsetmek istiyorum bugün. Bu yazıyı yazarken Kızıl Goncalar dizisinin 1. Bölümünün sadece You Tube’da 7 milyon 200 bin defa izlendiğini görünce ister istemez bu kuramı anımsadım . Belki biliyorsunuzdur, ismini ünlü Amerikalı şarkıcı ve aktris Barbra Streisand’dan alan bir kuram bahsettiğim. Olay, fotoğrafçı Kenneth Adelman’ın, 2003 yılında Kaliforniya sahillerindeki erozyonu görüntülemek için çektiği yüzlerce fotoğrafı bir internet sitesine yüklemesi ile başlıyor. Aslında Adelman’ın niyeti çevresel bir soruna dikkat çekmek. Ancak Malibu’daki evinin bu fotoğraflar içinde görüntülendiğini fark eden Barbra Streisand, Adelman’a, özel hayatın gizliliğinin ihlali sebebiyle dava açıyor. Bu davayla işin…

  • Köşe Yazıları

    EVRENE OLUMLU MESAJ GÖNDERMEK Mİ?

    Aynaya bakın ve deyin ki : “Ben başarılı olacağım, ben mükemmelim, ben çok iyiyim, ben muhteşemim…” “Gözlerinizi kapatın ve kendinizi istediğiniz şekilde, olmak istediğiniz yerde hayal edin… Evren, sesinizi duyacaktır, siz yeter ki isteyin, istemesini bilin!” “Evrene hep olumlu mesajlar gönderin…” Haydi, hep birlikte… Şu an gözlerimi kapattım ve sokaktaki her üç kişiden ikisinin istediğini söylüyorum. (Belki birileri de sağlık isteyebilir, vs.) Antenlerim, pardon algılarımı açtım, kendimi arındırdım, pozitif enerjiyle yüklendim, tüm kalbimle evrene sesleniyorum: “Evrenciğim, bana şan, şöhret, bol para ve başarı ver!…” … Günlerce, aylarca, sabah kalk ve tüm arınmışlığınla iste! N’oldu? Neden hâlâ ünlü ve zengin değiliz? Keşke her şey bu kadar basit olsa! Kusura bakmayın ama…