AH, NERDE O ESKİ BAYRAMLAR…

KİLİM GAZETESİ, Baden-Württemberg, Temmuz 2022

Malum Kurban Bayramı kapıda! Adettendir hani “Ah, nerde o eski bayramlar!” diye iç geçirilir ya her bayram, yine öyle iç geçirenlerimiz olacak. Oysa bayramları bayram yapan insanlardır. Bayramın tüm lezzeti, tadı, tuzu insanla ortaya çıkar.

Bugün insanlar, eski bayramlardan çok daha fazla imkâna, çok daha yüksek hayat standardına sahip.

Peki, eksik olan ne?

 

Sevgi, saygı, merhamet, vicdan, ahlak, dürüstlük, adalet, namus, onur, utanma duygusu ve daha sayamadığım insani hassaların birçoğu…

Bunlar, hem yaşadığımız hayatı hem de bayramlarımızı güzelleştirebilecek özelliklere sahip insanlarda bulunması gereken özelliklerdir. Ve  biz ne yazık ki tüm bu özelliklerin asimle olduğu, öyle bir zamana rastladık ki şu fani hayatta, insan olarak doğup ama insan olarak kalmakta zorlandığımız bir tarih şeridinin içinde yuvarlanıp gidiyoruz.

Oysa bayramlarda bir araya gelmenin en büyük fazileti tüm güzel duyguları paylaşmak, insanlığımızı hatırlamak, insani erdemlerimizi yitirmemek değil mi?

Peki, KURBAN BAYRAMI?

Sadece dinî bir ritüel mi yoksa parası olanların gerçekleştirdiği geleneksel bir faaliyet mi?

Fakir fukarayı bulup inceden inceye kimselere hissettirmeden onlara et yeme imkânı sunmak mı yoksa diğer zengin arkadaşlarına “Benim param var, kurban kesiyorum!” mesajını sosyal medya hesaplarından duyurmak mı?

Kestiği kurbanın üçte birini kendine almak yerine, birazını dağıtıp çoğunu derin donduruculara depolamak, sonra tıka basa et yemek mi?

Ya da kurban kanı akıtıp Allah’a yaklaştığını sanıp temizlendim deyip kul hakkı yemeye, yalana dolana devam etmek mi?

Her sene Hacca gidip sonra aynı günahlara yeniden bulanıp ertesi yıl yeniden arınmaya çalışmak mı?

Yoksa hepsi bir yana bayram gelse de tatile gitsek mi?

Daha saymak istemiyorum. Eskiden, şimdi kalmadı dediğim tüm bu erdemlerin en az yarısı vardı insanlarda. Hatta belki daha fazlası! Birlik beraberlik vardı, aç olanı gözetip incitmeden, kırmadan doyurmaya gayret etmek için çaba vardı, komşusu açken tok yatmamak vardı, vicdanlı insan, erdemli insan vardı. Vardı da vardı…

Ne kadar kötülük varsa yapıp kalp kırarak kurban kesince iyi insan olunmuyor ne yazık ki.

Kul hakkı yiyip, her tür hile hurdaya meyledip sonra kurban kesmek de olmuyor.

Sokakta çoluğa çocuğa sarkıp, insanları taciz edip sonra kurban kesmek de manasız.

İnsanları madden – manen sömürüp sonra kurban da kesilmez.

Ya nasıl olacak?

Dürüst, saygılı, namuslu, güzel ahlaklı, büyüğünü sayan, küçüğünü sevip koruyan, iyi kalpli, sevgi dolu, merhametli insanlar olunacak. Menfaat gözeterek, bencilce davranarak değil, dostluk, kardeşlik, birlik beraberlik içinde yaşamak suretiyle olunacak.  Ama bir iki kişi yetmez, büyük çoğunluk böyle olacak. Yoksa şimdiki gibi daha çoook, özlemle yâd ederiz eski bayramları da günleri de!

Kısacası insan olunacak ama bununla da kalmayıp insan olarak kalmak için de çaba harcanacak!

Çok az insan günümüzde bunu başarabiliyor ne yazık ki!

İşte, bunu başarabildiğimiz an, bayramların da o eski tadı gelecek eminim. Çünkü her şey insan olmakla başlar, insan kalmakla anlam kazanır.

Hepinize şimdiden mutlu bayramlar!

Esen kalın.

 

Paylaşın herkes okusun ;

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir