BEYNİ BİLGİSİZ, RUHU AHLAKSIZ, MİDESİ GIDASIZ!
“İyiler her zaman mı kaybeder be usta?”
…
Bir adam öldü!
Bir çocuk yetim, bir kadın yar’ sız,
Bir ana baba yavrusuz,
Bir toplum, vicdanlı bir insandan mahrum kaldı!
Bir adam öldü,
Hayır hayır, bir adam öldürüldü!
Sıkılan kurşunla koca bir ulusun kalbi derin bir yara daha aldı.
Zaten delik deşik edilip elek gibi kalan vicdanlarımızda
İyilik ve merhametin esamisi kalmadı.
Üstelik; geri dönüp baktığımızda aslında ölen tek bir adam da değildi!
Daha birkaç gün önce seccadesi üzerinde bıçaklanarak öldürülen bir başka adamın kanı yerde kurumadan hatta kilisedeki bir ayin günü öldürülen diğer bir adamı unutmadan direksiyonu başında vicdanına yenik düşen bir adam daha öldürüldü.
İzlediğim o kamera kaydı hiç gitmiyor gözümün önünden. Katilin “Yaa… Bu hayatta hiç kimseye güvenmeyeceksin!” sözü hiç bu kadar kanımı dondurmamıştı. Bu söz, hiç bu kadar ete kemiğe bürünmemişti gözümde. Bu, insan diyemeyeceğim yaratığın sıktığı kurşun, vicdanlarımızı, merhamet duygumuzu, insanlığımızı da öldürdü yine, yeni, yeniden.
Artık sıkılan bu kurşunla; iyilik yapmak, merhamet göstermek sözcüğü literatürümüzden tamamen çıktı. Oysa bunu böyle söylemek bile ne kadar acı!
Neler oluyor?
Herkes elinde kesici ve ateşli silahlarla sokaklarda pervasızca nasıl dolaşıyor?
Neden oluyor tüm bunlar?
Bence tüm bunlara sebep olan; beyni, ruhu ve midesi aç olan insanların sayılarının her geçen gün daha da artması.
Bir insanın, beyni bilgisiz, ruhu ahlaksız, midesi gıdasız kalınca tüm insani vasıflarından arınıp vahşi bir canavara dönüşmesi kaçınılmazdır. Artık ne yazık ki sokakta gördüğünüz birçok kişi insan kılıklı bu mahluklardan ibaret. Boyuna posuna tipine bakıp insan sandığımız bu insan müsveddelerinin sayılarının artması, içine düştüğümüz bu vahşetin sebebi.
Peki neden son günlerde hortladı bu tipler?
İçi boşaltılan eğitim yüzünden. Düşünmekten uzak, dayatılanı ezberlemeye meylettirilen biat ettirilmiş bilgilerin dışına çıkamayan nesiller yüzünden.
Yıllardır, verilen bilinçsiz din eğitimi yüzünden. İlahiyat fakültelerinden yetişen insanlar yerine başına sarık takıp üzerine cübbe geçiren, kendini hacı hoca ilan eden, hurafeci şahısların menfaatleri uğruna yaptıkları şarlatanlıklarla din kisvesi altında unutturulan ahlak kavramı yüzünden.
Kültür ve sanattan, edebiyattan, spordan uzak kalan, ruhlarını besleyemeyen insanlar yüzünden. Ruhunuzu iyilikle, güzellikle beslemezseniz eğer kötülük doluverir de fark etmezsiniz
En kötüsü de okumuş cahiller yüzünden. Ülkenin her yanında açılan üniversitelerde bilimsellikten uzak, eğitim aldıklarını sanıp cehaletlerine cübbe giydiren cahiller yüzünden.
Medyanın her türlüsü ile gerçeklikten uzaklaşmış sadece sanal âlemdeki sahte dünyalarda yaşayıp insani ilişkileri unutmuş, unutturulmuş insanlar yüzünden.
Birlik ve beraberlik duygusundan milleti uzaklaştıran, ayrıştıran siyasiler yüzünden.
Tüm bunlar olurken Allah’ın verdiği aklı kullanmaktan aciz, kös kös oturup, okumayan, araştırmayan Allah’ın bahşettiği zekâsını bile kullanamayanlar yüzünden. Böyle bir teknoloji çağında, dindar geçinip Allah’ın ilk emri “oku!”yu sadece Kuran-ı Kerim’i oku algılayan, onu da anlamadan okuduğu için kendini geliştirmekten aciz kalan insanlar yüzünden.
Safsata peşinde koşup, balık tutmayı öğrenmek yerine, soğan-ekmekle yaşamaya çalışanlar yüzünden.
Beslenmenin karın doyurmak olduğunu sanıp aza kanaat getirmenin dindarlık olduğunu zanneden ama dindarlıkla kendilerini sınayanların, onların sırtlarından kazandıkları parayla zevk ü sefa içinde yaşadıklarını görmeyenlerin, üç kuruşa muhtaç kalınca faturasını yanlış insanlara kesmeye kalkanların yüzünden.
….
İşte her şeyin temelinde beynin, ruhun ve midenin aç bırakılması var, derken kast ettiklerim bunlardı. Lütfen zihninizi, ruhunuzu ve midenizi doyurmak için gözünüzü açın, kendinize gelin ve etrafınızdaki insanların da kendilerine gelmelerine yardım edin.
Bilen bilmeyene aklın ve bilimin yolunu öğretsin!
Kalabilirseniz eğer;
Kalın sağlıcakla!