BÜYÜSÜ BOZULMUŞ BAYRAMLAR

 

 

Ticarî rasyonalizmin, hayatın büyüsünü bozacağından sanırım ilk Max Weber bahsetmişti. Yine Batılı Peter Burger’in birçok yazısında, kendi kutsal günlerinin içlerinin nasıl boşaltılıp eğlence ve dinlence zamanlarına dönüştürüldüğünden bahsettiğini biliyorum.

Son yıllarda, gittikçe materyalistleşen toplumumuz da aynı döngünün içindeki süreçlerden geçiyor. Dinî ve millî bayramlarımızın içi boşaltılarak ruhsuzlaştırılıyor. Bayramlar, turizmin ve ekonominin kalkındırılması için teşvik unsuru haline getirilen politik malzemeler olarak yeni dönem misyonuyla önümüze cazip tekliflerle servis ediliyor.

Kültür ve maneviyat kokan bayramlarımız, bu özelliğini yitireli kaç sene oldu sayamayacağım ama eskiden büyüklerimizin dediği “Ahhh o eski bayramlar!” yitip gideli de çok zaman oldu sanırım.

Büyüsü bozulmuş dünyanın, büyüsü bozulmuş bayramlarını yaşamaya çalıştığımız, elimizden kayıp gittiğini gördüğümüz ama tamamen kaçırmamak için çaba sarf ettiğimiz, küçük bir azınlıktan öte geçmeye çalışan insanların çırpınışları içerisinde, bir Ramazan’ı daha geride bırakıp bayrama kavuşmanın idraki ile yine de “Çok şükür!” diyoruz bu günümüze.

Bizler, tatil beldelerine gitmek yerine, evlatlarımızı büyüklerimizin yanına getiriyor, ziyaretler yapıyoruz ki yaşayarak tadına varsınlar, onlar da bizlerden sonra sürdürsünler bu geleneği diye çabalıyoruz.

Ne kadar üzüntü, keder ve gerilim dolu günlerden geçtiğimizi düşününce, bizleri birbirimize kenetleyecek en büyük gücün, birlik ve beraberlik olduğunu, bunun da; özümüzü, kültürümüzü, değerlerimizi yitirmemekle sağlanabileceğini çok iyi biliyoruz.

Biliyoruz ki maneviyatını yitiren, özünü, benliğini unutan milletler, millet olma vasfını yitirmiş topluluklardır. Üzülerek bu vasfımızı büyük bir hızla yitirmekte olduğumuzu görmenin kederi ile bugün bayramlarımıza yarın da diğer gelenek ve göreneklerimize daha sıkı sarılmamız gerektiğini hatırlatmak istiyoruz.

O yüzden, yaşadığımız terör eylemlerinin gölgesinin karaltısı altında, yüreğimiz ezilerek, bayramlara erişemeyen suçsuz, günahsız, masum insanlarımızın, askerimizin, polisimizin anısını hürmetle yâd ederek karşılıyoruz bu bayramımızı.

Yüreğimiz yangın yeri, acımız büyük olsa da milletimizin birlik ve beraberliğinin timsali olarak kucaklıyoruz bu mukaddes Ramazan Bayramı’nı.

Bayram sevincimizi kursağımızda bırakan, bıraktırmaya çalışan insan müsveddelerini ve terörü lanetleyerek;

Kan ve şiddetten, kin ve nefretten, yoksulluk ve acizlikten arınmış; sevgi, mutluluk, barış ve huzur dolu nice bayramlara erişmek temennisiyle tüm okurlarımın Mübarek Ramazan Bayramlarını içtenlikle kutluyor esenlik dolu günler diliyorum…

 

Paylaşın herkes okusun ;

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir