ÇAMAŞIR MAKİNESİ

Edebiyat, sanat, estetik deyip durduk…

Yıllarca klasikleri okuduk.

Resim, müzik, heykel… güzel sanatlarla iç içe olduk.

Her yerde estetik kaygı diye diye bihâl olduk.

Eee ne oldu?

Tüm çirkinlikler moda oldu!

Avam sözcüklerle kurulan cümlelere, gelir geçer popülist hikâyelere; özü sözü, niyeti belli olmayan karanlık tiplere bitpazarında nur yağdı.

Dün yüzüne bakılmayan, sevimsiz, cahil cühela, hapishane kaçkını, kaygısız kişilikler, moda tabirle trend oldu, liste başına oturdu. Aslı astarı olmayan, güftesi saçma, bestesi uçuk şarkılar revaçta, bugün yazılıp yarın unutulan kitaplar best seller oldu. Güzellik, esteteik ve sanat; postmodern adı altında uçuk kaçık bir hal alırken fiyakalı isimlerle süslenen zırvalıklar baş tacı oldu.

Biliyor musunuz sıkıldım artık!

Sanki çamaşır makinesine attığım beyazları, deterjan temizlemiyor gibi hissediyorum.  Çünkü makinenin aldığı su pis, lağım kokuyor sanki. Döndükçe, tıpkı dünya gibi, içindeki beyazlar temizleneceği yerde daha da bulanıyor. Sonra, birisi geliyor, temizlenemeyen, aksine iyice bulanmış, lağım kokan çamaşırları (temizlenmedikleri halde) moda diye önümüze koyuyor. Ve ardından tüm insanlar, çamaşır makinelerinin bağlı olduğu temiz su musluğunu kapatıp, moda diye, pis su akan musluğa makinelerini bağlayıveriyorlar.

İşte tam da böyle görüyorum şu anda dünyayı. Tiksindirici, mide bulandırıcı hayatlar, güzel diye dayatılıp kanıksatılıyor insanlara. Şartlı bir kabullenme… Debelendikçe batağa gömülen bir ırkın son çırpınışları gibi…

Güzel olan, iyi olan, temiz olan hiçbir şeyin prim yapmadığı, çirkinlik ve karanlığın hüküm sürmeye başladığı bir gezegende dönen çarka kapılmış giderken, herkes ölüm sessizliği içinde, istifini hiç bozmadan yol almaya devam ediyor.

Yalnızca, dünya yüzeyinde kalan ve durumun farkında olan bir avuç aydın insan bu kararmış dünyaya mum yakmaya, bu çarkın içinde kalan bulanık suya temiz su katmaya çalışıyor. Ama yooo… böyle olmaz. Bu, suyu birazcık seyreltmekten öte bir sonuca ulaştırmaz.

Çözüm, makinedeki tüm pis suyu boşaltıp yeniden temiz su aldırmakla alakalı.

Çözüm, insanları, yeniden, iyiye, güzele, doğruya inandırmaya bağlı.

Çözüm, sevgi, saygı, edep, hayâ, hoşgörüyü yeniden kabullenmekle bulunmalı.

Çözüm, aklın, fikrin, bilimin, felsefenin, mantığın yanında, sanat, edebiyat, zarafet ve incelikle tüm ruhları ve zihinleri yeniden arındırmakla bulunmalı.

Ama ne olursa olsun en kısa sürede bir çözüm bulunmalı. Boğazımıza kadar battığımız bu pislikten biran önce kurtulmalı!

Paylaşın herkes okusun ;

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir