DEMOKRASİ – REMİGRATİON

“Şu an hiçbir şey yapmayan bir insan, okuldan ya da tarihten hiçbir şey öğrenmemiş demektir.”

“25 Kasım sabahı, saat dokuza geliyor, puslu bir cumartesi. Avluya park etmiş arabaların üstünde karlar birikiyor. O gün Landhaus Adlon’da olup bitenler bir oda tiyatrosunu andırıyor – ama bu, tiyatro değil, gerçek. Burada, aşırı sağcı akıl hocaları, AfD temsilcileri ve sağ hareketin zengin destekçileri bir araya geldiğinde neler olabileceği gün yüzüne çıkıyor. En önemli ortak hedefleri, insanların ırkçı kıstaslarla Almanya’dan sürülebilmesini sağlamak – Alman vatandaşlığına sahip olup olmadıklarına bakılmaksızın.” Kaynak: correctiv.org

Yukarıda alıntıladığım paragraf ne yazık ki bir romanın prolog bölümü değil. Almanya’da büyük bir gazetecilik örneği sergileyen Correctiv’in deşifre ettiği gerçek bir haberden bir kesit.

Correcktiv, Almanya’da aşırı sağcı Alternatif Partisi’nin üst düzey isimlerinin, göçmenlerin geri gönderilmesi (Remigration) planlarının yapıldığı gizli bir toplantıya katıldığı yönündeki iddiaları 10 Ocak tarihinde servis etti.  Bu habere göre toplantıda “Tersine Göç (Remigration) için yapılan Ana Plan” konusu konuşuldu. Yazar ve Avusturyalı aşırı sağcı Kimlik Hareketi’nin (IB) lideri olan Martin Sellner, “Almanya’yı terk etmesi gereken üç temel göçmen grubundan bahsetti. Bu gruplar sığınmacılar, oturma hakkına sahip yabancılar ve “asimile (Alman) olmamış vatandaşlar”.

Correctiv’in ortaya çıkardığı bir başka plan da “Kuzey Afrika’da bir model ‘devlet’ kurarak, buraya 2 milyon göçmeni yerleştirmek” fikri. Söz konusu plan, 1940 yılında, Nazilerin 4 milyon Yahudi’yi Madagaskar adasına sürme planıyla örtüşüyor. Toplantıda, 1950 yılından sonra Almanya’ya yerleşenler, “göçmenlik geçmişine sahip” olarak değerlendiriliyor

Haberin ardından söz konusu parti, ülkenin birçok şehrinde on binlerce insanın katıldığı ırkçılık karşıtı gösterilerle protesto edildi. Gösteriler demokrasinin onlara vermiş olduğu protesto hakkı çerçevesinde olaysız bir şekilde sürüyor. Alman emniyetinin geniş güvenlik tedbirleri çerçevesinde sadece bu hafta sonu yaklaşık yüz gösteri düzenleneceği konuşulurken partinin kapatılması isteğine yönelik on binlerce ses de çığ gibi büyüyor.

Ha bu arada gösterilere katılan binlerce insanın varlığı ve polis sizi ürkütmesin, emniyet güçleri sadece halkı korumak için protesto bölgelerinde varlık gösteriyor. Protestocularla polis arasında yaşanan herhangi bir arbede, olay işitmedik. Yani TOMA’lar yok, biber gazı yok, su püskürtme yok!…

İnsanlar, demokratik haklarını kullanarak hümanist bir yaklaşımla güvenli şartlarda seslerini yükselterek gösterilerini yapıyorlar.

Protestolara katılan kişilerin yaptığı insancıl mesajlar, açıklamalar arasından dikkatimi çekenlerden biri Bundesliga’daki takımlardan biri olan Freiburg’un teknik direktörünün “Şu an hiçbir şey yapmayan bir insan, okuldan ya da tarihten hiçbir şey öğrenmemiş demektir.” sözü oldu.

Tarihten, yaşanmışlıklardan ders almak şüphesiz her millet için önemlidir. Bugün Almanya’da sokaklara dökülen Almanlar kadar, bin bir değişik etnik kökene sahip insan da, tarihi biliyor, geçmiş tarihlerde insanların yaşadıklarını biliyor ve seslerini işte bu sebeple yükseltmeye gerek duyuyorlar.

İnsanlar, bugün yapılan yanlışlar karşısında bugün susmamak gerektiğinin, bugün ses çıkartılması gerektiğinin önemine haiz, haklarının bilincinde ona göre hareket etmekten çekinmiyorlar. Demokrasilerde, insan ve insan haklarının üstünlüğü esassa zaten olması gereken budur.

Basın özgürlüğüne, insanların, insanca seslerini duyurabilme özgürlüğüne ve tüm diğer demokratik hakların özgürce yaşandığı ve yaşatıldığı ülkelere selam olsun.

Sağlıcakla kalın…

Paylaşın herkes okusun ;

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir