Kaç anne ve babanın göğüsleyebileceği bir acıdır, evladının cenazesinde bulunmak… Herhalde bir insanın yaşıyor olduğuna üzüldüğü ender anlardan biri olsa gerek o an…
Son günlerde bir yangın yeri oldu anaların, babaların yürekleri… Ve onların yüreklerine eşlik eden binlerce, on binlerce isyankâr yürek… Lakin ateş düştüğü yeri yaktı kavurdu… Gözleri önünde kayıp giden hayatlar, canlarından bir parçayı kopardı, dudaklarından dökülen dualarla Azrail’in salladığı beşikte gözlerini kapattı sonsuzluk uykusuna günahsız bedenler…
Alınyazısı dediğimiz kaderci zihniyetimizle bir kabulleniş, bir boyun eğiş oldu Yüce Allah’ın Takdir-i İlahisine…
“Lakin işin aslı bu mu?” diye sorguladı sonra zihinler… “Deveni önce sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a tevekkül et” sözünü hatırladı insanlar. Aslında bu söz bir hadis-i şeriftir. “Devemi serbest bırakıp Allah’a tevekkül etsem olur mu?” diye soran bir sahabeye Allah Rasulü s.a.v.’in verdiği cevaptı. (Tirmizî)
Bu cevap, Müslümanların sebeplere dikkat etme ve tevekkül konusundaki tavrının özeti mahiyetindedir aslında. Önemli olan tedbirin alınıp, sınırlı olan iradenin kullanılmasıdır. Elbette ki takdir Yüce Allah’ındır.
Peki bizler ne yapıyoruz?… Tedbir alıyor muyuz?… Almıyoruz!… Yüce Allah’ın verdiği aklı fikri asıl kullanmamız gereken yerde kullanmıyoruz.
Trafikte kuralları bilerek ihlal ediyor, kaza olup birileri hayatlarından olunca ağlayıp sızlıyoruz…
Elimizdeki silahla fütursuzca ateş ederek insanların yaralanmasına, ölmesine sebep oluyoruz…
Derin kuyular açıyor, inşaat çalışmaları esnasında etrafta gerekli güvenlik tedbiri almayarak insanların, yavruların ölümüne neden oluyoruz…
Tıpkı önceki gün Sirkeci’de yaşanan olayda 5 yaşındaki Ece Su’nun göz göre göre hayatını kaybetmesine sebep olunduğu gibi tedbir almıyoruz…
Basında takip etmişsinizdir. Söz konusu kazanın yaşandığı feribota alınan son araba, Ece Su’nun da içinde olduğu arabadır. Ön teker feribotta arka teker iskeledeyken vapur hareket edince vuku bulur bu elim kaza…. Vapur, tedbirsizlik sonucu, güvenlik kapağı kalkmadan hareket etmiştir. Hareket edince de araba arka üstü denize düşmüş tabii. Bazı haberlerde sürücü gaza basmış da düşmüş gibi anlatılıyor. Kaldı ki bunun ne önemi var, eğer güvenlik kapakları kapanmadan vapur hareket ettiyse… Oradaki görevli ‘devam edin’ deyince onlarda vapura binmek üzere hareket etmişler ve sonra… Yitip giden minicik bir can ve hayat mücadelesini hastanende sürdüren 61 yaşında bir can daha… Elde var hüzün…
Bu da bir cinayettir benim gözümde… Görevini gerektiği gibi ifa etmediği için (isteyerek yapmamış da olsa) ölüme sebebiyet veren kişi nedeniyle yaşanmamış mıdır tüm bunlar?…
Hep söylediğim bir şey var; mesleği insan, insan hayatı ile ilgili olan şahıslar hata yapamazlar… Buna hakları yok!…
Bir doktor, bir öğretmen, bir polis ya da bir kaptan, pilot, şoför… Bu ve benzeri meslekler, insan hayatının çok ucuz olmadığını çok iyi bilmeliler… Hatta en iyi onlar bilmeli ve bu sorumlulukla hareket etmeliler. Çünkü yanlış yazdığın bir yazıyı silebilirsin, iyi yıkanmayan bir gömleği yeniden yıkayabilirsin ama sonlanmasına neden olduğun bir hayatı asla geri getiremezsin!…