EY TÜRK! TİTRE VE KENDİNE DÖN !…
Karadeniz’de suların ısındığı, soğuk savaş yıllarını hatırlatan Kırım krizinin yaşandığı şu günlerde, Rusya ve Ukrayna güçlerinin çatışması ve üyesi olduğumuz NATO ittifakının müdahalesine rağmen kuzey komşumuz Rusya ile bizi karşı karşıya getirebilecek hatta üçüncü dünya savaşını tetikleyebilecek sinyallerin kuvvetlendiği ciddi bir dönemeç içine girmiş durumdayız.
Çalkantılı siyaset dünyamızın içinde cebelleşen Türk halkı, yaklaşık yüz küsur yıl sonra yeni bir Kırım Savaşı tehlikesi ile akabinde oluşacak tehlikelerin farkında mı acaba?
Kendi sesinin yüksekliğinden etrafındaki insanların sesini işitemeyen kulaklarımızı açıp etrafımızın da farkına varma zamanı çoktan geldi aslında. Siz de işitiyor musunuz bilmem ama Bilge Kağan’ın, yüzyıllar ötesinden Göktürk Kitabeleri’ndeki sesi geliyor kulağıma: EY TÜRK! TİTRE VE KENDİNE DÖN !…
Türkiye açısından tarihsel ve stratejik öneminin yanı sıra nüfusu 350.000’in üzerindeki Kırım Türkleri ile yakın soydaşlık bağlarımızın -Yavuz Sultan Selim Han’ın eşi ve Kanuni Sultan Süleyman Han’ın validesi, Kırım Hanı Mengli Giray Han’ın kızı Hafsa Hatun’dan beri- bulunduğunu hatırlatarak; bunalımın en kısa sürede ve diplomatik yollarla çözümü için devreye girilmesi noktasında başka ülkelere güvenmeksizin, üzerimize düşenin yapılması gerektiği kanaatindeyim.
Yani Kırım’ın önemi, sadece Karadeniz’e açılan bir kapı olması itibariyle değil, aynı zamanda Müslüman Kırım Türklerinin varlıkları nedeniyle bizler için taşıdıkları büyük manevi değeri de hatırlatmak isterim.
Hal böyle iken basından ;
“Kırım’ın en eski halkı olan biz Kırım Tatarları;
-Demokrasi;
-Hukuk devleti;
-Bireysel özgürlükler;
-Avrupa Birliği üyeliği;
perspektifi sahibi olan bir ülkede yaşamak istiyoruz.Bu nedenle biz Kırım Tatarları, uluslararası camiaya Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve demokrasisini acil olarak destekleme ve Rusya’nın Kırım’ı işgalini engelleme çağrısında bulunuyoruz.” diyen Ukrayna milletvekili ve insan hakları savunucusu Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu dünyadaki tüm demokratik güçlere çağrısını okuyoruz.
İsteklerindeki hakkaniyeti onaylıyoruz başımızla sessizce…
Dilerim, bu çağrı gerekli yerlere ulaşır ve karşılığını bulur…