GÜL  DALINA BAYRAK

Ab-ı hayat suyunu içen Hızır ile denizden gelen İlyas’ın buluştuğu; bolluk, bereket ve şans getirdikleri yazın müjdecisi bu güzel günden hepinize selam olsun…

Kökleri Mezopotamya hatta Orta Asya’ya dayanan eski bir Türk geleneği olan Hıdırellez, bu gece kırmızı kurdelelerle gül ağaçlarının dalında çiçeklenirken, toprağına resmettiğiniz dilekleriniz hayat bulsun, istekleriniz, dilekleriniz kabul olsun…

Vatanımızın ve milletimizin bekası; barış, huzur, kardeşlik ve Türk adının Ata’sına ve ecdadına layık bir şekilde bayrağını, Akif’in de dizelerinde dile getirdiği gibi yurdumun üstünde en son ocak kalana kadar  dalgalandırması dileğiyle; Hızır ve İlyas’a (a.s) selam olsun…

Ben gül ağacının dalına rengini şehidimin kanından alan Türk Bayrağı bağladım en kutsal kırmızı ondadır diye. Gül ağacının altına bir Türkiye haritası çizdim içinde çiçekler açan topraklar, dostluk şarkıları söyleyen kızlı erkekli el ele gençler, horon tepen, halay çeken, zeybek oynayan mutlu insanlar çizdim…

Sonra el açtım Allah’a ülkem için barış, adalet, sevgi, saygı, huzur, mutluluk istedim resmini nasıl çizeceğime karar veremediğim için.

Ab-ı hayatı topraklarımıza serpmek istedim ülkemin sonsuza dek bekasını sürdürebilmesi için. Bizler faniyiz ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet baki kalsın istedim.

Ab-ı hayat serptiğimiz toprakların altında yatan şehitlerimiz de ferahlasın, dostluk kardeşlik şarkıları ile filizlenen çiçeklerin kokusu, cennet bahçelerinden bize bakan şehitlerimize de erişsin istedim. Uğrunda canlarını feda ettikleri vatanın emanetçileri olarak en azından bunu onlara borçlu olduğumuzu düşündüm.

Çünkü biliyordum ki ülkesi mutlu olan, ferah yaşayan, barış şarkıları söyleyen, adaletin ve demokrasinin hüküm sürdüğü topraklarda yaşayan her birey de kendi içinde, ailesinde mutlu olur.

Çünkü biliyordum ki ülkesi bolluk bereket içinde olan, güçlü olan insanlarda daha az psikolojik sorunlar olacak, kadınlarına daha saygılı, çocuklarına daha sevgili, evliliklerine-eşlerine daha bağlı, insanlarına daha hoşgörülü olacaktı.

Çünkü biliyordum ki kendim için değil, ülkem için istediklerim bir şekilde benim ve ailemin huzuruna, mutluluğuna hatta sağlığına olumlu yansıyacaktı.

O yüzden ben kendim için değil, tüm ülkem ve milletim için diledim, diliyorum… Çünkü  bu ülkenin bir evladı, bu vatanın bir parçası ve atalarımızın bize emanet ettiği bu kutsal toprakların emanetçilerinden biri de bendim.

Ama  inanıyorum ki benim durumumda olan tüm insanlar, aynı dilekleri paylaşır evrene aynı mesajı gönderirlerse bu defa belki başarabiliriz…

Belki o zaman daha HUZURLU bir ÜLKE oluruz…

Belki o zaman daha MUTLU bir ülke oluruz…

Belki o zaman daha HOŞGÖRÜLÜ bir ülke oluruz…

Belki o zaman daha ADİL bir ülke oluruz…

Belki o zaman daha SORUNSUZ bir ülke oluruz…

İşte belki o zaman bu toprakların kıymetini daha iyi anlar, biz insanların bu ülke var oldukça var olabileceği düşüncesini idrak eder, ülkemzin bekasının neden önemli olduğunun farkına varır, birbirimizle uğraşmak yerine ülkemizin geleceği için çabalamak gerektiği bilinciyle birlik ve beraberliğimizi perçinleriz…

İşte o gün hepimiz sağlıklı ve mutlu olabiliriz!

Aydınlık ve müreffeh bir hayat ve tüm isteklerimiz kişisel olarak da zaten bizi bulur!

Paylaşın herkes okusun ;

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir