GÜNEŞ UFUKTAN ŞİMDİ DOĞAR

Siz hiç, bir denizin enginliğine bakıp hayaller kurdunuz mu bilmem ama bizler Karadeniz’in hırçın, dik başlı ama bir o kadar da mağrur dalgalarında süzülen Bandırma Vapuru’nun izinde hayallerini büyüten bir nesildik. Geleceğe dair tüm düşüncelerimizi, hayallerimizi resmettiğimiz nice hikâyeleri o çılgın dalgalardaki izlere yükledik çoğu zaman.

23 Nisan çocukluğundan, 19 Mayıs gençliğine, memleketimiz Karadeniz’in serin sularında terfi ettik. Boztepe’nin dumanlı başından, Karadeniz’in kumsalına;

“ Dağ başını duman almış,

Gümüş dere durmaz akar,

Güneş ufuktan şimdi doğar,

Yürüyelim arkadaşlar…” diyerek söylediğimiz marşlar eşliğinde yürürdük; yetişkinliğe öyle erdik.

Her 19 Mayıs’ta çoluk çocuk ailecek hınca hınç doldurduğumuz stadyumlarda kutladığımız bayramlarda gururla neşelendik. Çünkü biz, mazisinin unutanların âtisinin olamayacağını, çok küçük yaşta öğrenmiştik.

Tarihin, maziyi geleceğe taşıdığı tozlu sayfalarında aşikâr olan, Türk Milleti’nin Mustafa Kemal Atatürk’ün etrafında kenetlendiği o kasvetli günlerde verdikleri mücadele ile bizleri bu günleri bırakan Ata’mıza ve atalarımıza selam olsun. Her daim dualarımızdalar…

Bundan tam 101 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk’ün 18 silah arkadaşıyla birlikte, kurtuluş mücadelesini başlatmak için Samsun’da yaktığı meşalenin hiç sönmeyen ateşi bugün hâlâ yüreklerimizi ısıtırken, Ulu Önderin “Doğum günüm” dediği bu anlamlı günde, bugün hâlâ aynı şevk ve heyecanı taşıyor yüreklerimiz.

“Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünü, daha bir derinden hissettiğimiz böyle günlerde, Karadeniz’in dalgaları gibi mağrur ve dik duruşumuzla kabarıyor göğüslerimiz.

Bir milletin, varlığını idame ettirebilmesi için şüphesiz, bir toprağı vatan yapan dini ve milli değerlerin o ülkenin mensuplarına benimsettirilmesi gerekir. Özellikle tarihin çok iyi bilinmesi ve tarihteki önemli olayların unutulmaması, unutturulmaması gerekir.

Kafasında, henüz bir ülke ve millet kavramı belirginleşmemiş çocuklarımızda, doğru tarih bilincinin geliştirilmesi; birlik, beraberlik hissiyatının uyandırılması bu sebeple önemlidir. Bu sebeple, bayramların ve anma günlerinin yaşatılması, kaybedilmemesi ve coşkusunu hiç yitirmemesi gerekir. Bayramlar, bize sadece tarihimizi hatırlatması açısından değil, çocuklarımıza milli kimliğin kazandırılması noktasında da önemli bir göreve sahiptir. Nasıl ki milli marşımızı okurken yüreklerimiz çarpıyor, heyecanımız artıyorsa okuduğumuz birçok marşta da aynı şekilde ortak çarpmalı kalplerimiz.

“Bu gök, deniz nerede var?

Nerede bu dağlar taşlar?

Güneş, ufuktan şimdi doğar,

Yürüyelim arkadaşlar…

Lalallallallallal…”

Bu duyguların yaşatılmasında, eğitimcilerimiz kadar, ailelerimize de büyük görevler düşmekte. Mesela bu 19 Mayıs’ta, hemen şimdi anlatmaya başlayabilirsiniz çocuklarınıza. Ata’nın ve Aziz Türk Milletinin tarihe altın harflerle yazdıkları kahramanlık hikâyelerini, ki onlar da bizler gibi ufuktan doğan güneşin ardından aynı hissiyatla yürüyebilsinler…

Milli Mücadele yolunu Türk Milletine açan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına ve bağımsızlık mücadelemizi bir bayrak gibi korkusuzca taşıyan aziz şehitlerimize rahmet, dua ve minnetle. Ruhları şad olsun.

Tüm gençlerimizin ve ruhu genç kalanların 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun…

Nicelerine erelim, erişelim; hep birlikte!

Paylaşın herkes okusun ;

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir