
İÇİME GÜNEŞ DOĞUYOR!
Ben olmayı seviyorum!
Kendimle olmayı, kendime yetebilmeyi, ayaklarımın üzerine sağlam basabilmeyi, hayata pozitif bakabilmeyi; hayatına dokunduğum insanları rahatsız etmeden yaşayabilmeyi…
Hayatımı paylaştığım, hayatlarını benimle paylaşan insanları seviyorum. Bu sevginin içimi ısıttığını bana güç verdiğini biliyorum. Bunun için her gün şükrediyorum.
Hayatın, önüme farklı imkânlar kadar farklı engeller de çıkaran, karmaşık ama bir o kadar da büyüleyici bir yolculuk olduğunu biliyorum.
Bu yolculuk esnasında uğradığım duraklarda bana eşlik eden yolcuların zaman zaman değiştiğine tanıklık ediyorum. Her durakta inenler de binenler de bir şekilde hayatıma dokunuyor. Biliyorum ki; kendime ait olan bu yolculukta önemli olan şoför koltuğuna oturabilmek! Kendi hayatıma istediğim gibi yön verebilmek, rotayı istediğim yöne çevirebilmek ve hayatıma dâhil olanları, olacakları bu yolculukta uygun koltuklara yerleştirebilmek; ya da artık hayatıma dâhil olmalarını istemediklerimi uygun duraklarda ardımda bırakabilmeyi başarmak.
Yarım asrı ardımda bırakmış üzerine 3. km.yi eklemeye hazırlanan birisi olarak bugün dönüp ardıma baktığımda; elbette “iyi ki” dediklerim ve “keşke” dediklerim var. Ama ne mutlu bana ki “iyi ki” lerim daha fazla!
İçime güneş doğuyor!
Çünkü yarım asrı aşan bu yolculukta, kendimi tanımanın ve kendime değer vermenin ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Kendimi tanıdıkça, içimdeki gücü ve potansiyelimi keşfettim. Bu keşif, bana hayatta karşılaştığım zorluklarla başa çıkma cesareti verdi. Ve fark ettim ki kendime değer vermek, başkalarının bana olan bakış açısını da değiştirdi; çünkü insanın, kendine ne kadar değer verirse, çevresinden de o kadar değer gördüğünü öğrendim.
Pozitif düşüncenin gücünü keşfettim. Hayatın getirdiği türlü zorluk ve sıkıntılara karşın, pozitif düşünmek ve umutlu olmak, bana her zaman yeni kapılar açtı. Gerçekten de her karanlığın ardında bir aydınlık olduğuna çoğu zaman tanık oldum. Zihnimdeki olumlu düşünceler, hayatımın her alanında bana rehberlik etti ve beni daha mutlu bir insan yaptı.
Başkalarına yardım etmenin ve paylaşmanın, hayatın en büyük mutluluk kaynaklarından biri olduğunu öğrendim. Ne kadar çok verirsem, o kadar çok aldım. Yardım etmenin, sadece başkalarının hayatını değil, kendi hayatımı da zenginleştirdiğini öğrendim.
Şükran duymanın, hayatın küçük anlarını bile daha değerli kıldığını fark ettim. Her gün, şükran duyacak bir şeyler bulmak, bana huzur ve mutluluk getirdi. Şükran duymak, hayatın güzelliklerini daha derinlemesine görmemi sağladı.
Son olarak, aktif olmanın, üretkenliğin ve sürekli öğrenmenin önemini anladım. Yaş aldıkça, bedenimi ve zihnimi aktif tutmanın, beni genç ve dinamik tuttuğunu gördüm. Öğrenmek, hayat boyu devam eden bir süreçtir ve bu süreç, bana her zaman yeni ufuklar açtı. Yaşadığım sürece de açacağına inanıyorum.
Yaşadığım kederler beni kırsa da incindiğim yerden yeniden yaprak açmayı öğrendim. Tıpkı dalından aşılanan bir ağaç gibi tam da kırıldığım yerde sağlamlaşmayı, başımı da gövdem gibi dik tutmayı öğrendim.
Ve anladım ki hayat, her anıyla bize bir şeyler öğretir. Bu dersleri anlamak ve içselleştirmek, bizi daha güçlü ve bilge bireyler yapar.
İşte bu yüzden, her yeni günü, bana öğreteceği yeni bilgiler, kazandıracağı yeni tecrübeler için bir fırsat olarak düşünüyor ve bugün, hayatın bana sunduğu ve sunacağı yeni yaşımı heyecanla karşılıyorum.
Ve biliyorum ki insan yaşadıkça değil, yaşayamadıkça yaşlanır!
O halde; sevdiklerimizle yaş alıp yaşayacağımız nice güzel yaşlara!
Sevgiyle ve sağlıcakla kalın… 04.10.2024

