KORONA GÜNLERİNDE EĞİTİM
KİLİM GAZETESİ, BADEN-WÜRTTEMBERG, MAYIS 2021
Koronavirüs, bir yılı aşkın bir süredir hayatımızın ortasına gelip oturan davetsiz bir misafir gibi bizi dört duvar arasına sıkıştırırken, aynı zamanda tüm yaşam rutinimizi de değiştirdi. Biz yetişkinler bile sürece uyum sağlamakta zorluk çekiyorken çocukların birden bire değişen bu şartlara uyum sağlaması da zor oldu, olmaya da devam ediyor.
Şüphesiz bu süreci hem onlar hem kendileri için iyi yönetebilmek tüm anne-babaların en önemli meselelerden biri. Her ebeveyn çocuklarının sağlığını koruyup hayatlarını idame ettirecek imkânları sağlamak kadar onların eğitim süreçlerini de iyi idare etmekle mükelleftir.
Eğitim, çocukların dünyada ve bulundukları ortamlarda yaşamlarını sürdürebilmeleri için kendi yeteneklerinin farkına varmalarını sağlarken onları her yönüyle geliştirerek hayata hazırlanmalarına imkân tanır. Ve bu salgın sürecinde hayatımıza giren uzaktan eğitim ise günümüz şartlarında fiziksel olarak okulda bulunamayan öğrencilerin, teknolojinin de etkili kullanılmasıyla öğrenme faaliyetine kesinti vermeden evde devam edebilme fırsatıdır.
Ancak salgın sürecinde aileler, ortaya çıkan bir kimlik karmaşasıyla anne-baba olmanın ötesinde her biri birer eğitimci misyonuyla hareket ediyor ya da etmeye çalışıyor oldukları için, kendilerini nasıl konumlandıracaklarını bilememenin sıkıntısını da sıklıkla yaşıyorlar.
Evet, elbette ebeveynlerin etkisi, çocukların eğitimi, sosyal ve duygusal başarısı üzerinde kritik bir öneme sahip. Ama bu, asla anne-baba kimliklerini gölgelemeden olmalı. Aileler, yüz yüze eğitimde olduğu gibi yine çocuklarının öğrenme süreçlerinin en önemli destekçileri olmaya devam etmeliler ama çocukların öğretmeni olmamalılar.
Peki nasıl olmalılar? Uzaktan eğitim, ev ortamında gerçekleştiği için ailelerin, evin yaşam alanı olduğunu düşünerek öğrenme iklimini düzenlemeleri gerekir. Çocuğun ayrı bir odası yoksa onun için evin uygun bir bölümünde öğrenme atmosferi oluşturmaları önemlidir. Unutulmamalıdır ki öğrenmeye önem verilen bir ev ortamı, çocuklarda yaşam boyu öğrenme duygusunu oluşturacak güzel bir kazanım olacaktır. Öğrenmenin yapılacağı ortamda fazla eşya bulundurmamak ve çocuğun her istediği saatte orada oturup çalışabileceği bir mekân sağlamak bu yüzden önemlidir.
Ama sadece çalışma alanı sağlamak yeterli değildir elbet. Evde günlük çalışma rutinleri belirlemek ve belirlenen bu saatlere çocuğun riayet etmesine özen göstermek gerekir. Günlük rutin sadece uzaktan eğitim derslerine katılmaya yönelik de olmamalı. İçinde kitap okuma, kültür, sanat aktivitelerinin olduğu planlamalar da yapılmalı.
Aile fertlerinin de ev içinde okumaya ve öğrenmeye zaman ayırması, öğrenilen şeylerin çocuklarla konuşulup paylaşılması, ebeveynlerin öğrenmeye verdiği değeri çocuğa göstereceğinden çocuğun da okumaya ve öğrenmeye önem vermesini sağlayacaktır. Yani rol model olmak her konuda olduğu gibi bu konuda da çok önemlidir.
Ve tabii uzaktan eğitim sırasında çocukların internet ortamında zaman geçirdikleri düşünülürse onların bilerek ya da bilmeyerek internet ortamında olmayı suiistimal edebileceklerini unutmadan ebeveynlerin bu noktada çocuklarının internetteki güvenliğini sağlamaya dikkat etmeleri de ayrıca önem taşımaktadır.
Bu konuda, çocuklar için geliştirilen internet tarayıcıları kullanabilecekleri gibi internet tarayıcılarındaki “Güvenli internet” seçeneğini aktif hale getirebilir ya da bilgisayarlara çocukların internetteki hareketlerini takip eden ebeveyn kontrol yazılımları yükleyebilirler.
Yani sonuç olarak; zorlu bir süreçten geçiyoruz ama çocuklarımızın temel ihtiyaçları kadar onların eğitim yaşantılarına da önem vermemiz gerekiyor. Zira bu sürecin akabinde onların, hayatlarına kaldıkları yerden en iyi şekilde devam edebilmelerini hepimiz çok istiyoruz. Bu sebeple şu anda kontrolü, disiplini elden bırakmadan ama sıkmadan, bunaltmadan, onların eğitim süreçlerini verimli bir şekilde sürdürmelerini sağlamak ebeveynlerin en önemli görevi olmalıdır.
Esen kalın.