Ne Pervane Kaldı, Ne de Mum !

Sevmek, uçsuz bucaksız bir enginlikte neden-niçin aramadan uçmak, hatta o sonsuzluğun içinde kaybolmak gibidir. Sonunu merak etmeden bir yolda yürümek, bir fırtınanın içinde nereye gideceğini bilmeden sürüklenmek ve  hep var olduğunu hayal ettiği alevin etrafında pervane olmak.

Pervane böceklerinin, önce ışık diye akşam yanan mumun etrafında dönmeye başlaması, sonra ışığın ve ısının büyüsüne kapılıp gittikçe çemberi daraltıp mumun alevine yaklaştığını biliriz hepimiz.

Önce mum, farkında değildir olayın, alevine hayat veren can ipliğinin gücüyle bir taraftan yanarken, bir taraftan da alevin etkisiyle göz yaşı dökmeye başlar. Onun etkisinden kurtulamayan pervane daha da yaklaşır bu aleve, giderek aralarındaki sevgi aşka dönüşür ve ilk aşk acısı kanadının ucunun aleve dokunmasıyla hissedilir. Acıya rağmen tatlı gelir bu duygu ve daha da yaklaşır aleve. Derken, mumun alevi yakar ve yok eder onu. Mum da döktüğü göz yaşlarının ardından eriyip yok olur sonunda. Bu hikayeyi sanırım bilmeyen yoktur.

Sevmenin büyüsü, sanırım bu hikayeyle hepimizin hafızalarında böyle kaldığından mı bilmem, sevmeyi bilmediğini düşünüyorum insanların. Sevmek, ille de birinin karşı cinse duyduğu derin duygular olarak düşünülmemeli. Sevginin bin bir çeşidi varken…

Aile sevgisi, evlat sevgisi, kardeş sevgisi, vatan sevgisi… Tüm sevgiler pervanenin muma aşkı, sevgisi gibi olmalı, eğer gerçekten varsa… Karşılıksız, sonu-başı düşünülmeden.

Tarih boyunca olduğu gibi, bugün de uğruna canımızı seve seve feda eden askerlerimiz, pervane misali ateşe kendilerini atmıyorlar mı?…

Peki kimler bilmiyor sevmeyi?… Sorduğunuzda çok seviyorum dediği halde, ailesi, eşi, dostu ve vatanı uğruna tehlikeyi göze alamayanlar… Başkalarını teşvik edip, kendi kaçanlar ama söze gelince ahkam kesmekten kendini alamayanlar…

Sevmenin kutsiyetine ermekten aciz, tıpkı yüzleri gibi görünen kısmı ve içi başka insanların gittikçe arttığı dünyamızda, ne yazık ki sevginin de kabuk değiştirmesi , eski sevgilerin kaybolması ne acı…

Ne yazık ki; kaybolan bir çok şey gibi ne pervane kaldı ne de mum!…

Paylaşın herkes okusun ;

Yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir