SİL BAŞTAN
Hayatın “Reset” tuşu olsa keşke!
Hani bilgisayarlardaki gibi sil baştan başlayabileceğimiz bir tuş.
Bir şarkıda vardı ya “Sil, baştan başlamak lazım bazen. Hayatı sıfırlamak…”
Yepyeni bir yılın bu ilk gününde aklıma düşen bu oldu. Tükenen takvim yapraklarını atıp yeni bir takvimin ilk yaprağına dokunurken ne kadar istesek de yeni yıla, geçmişi silememenin ağırlığı omuzlarımızda girdik. Yine de umutla başladık; yine, yeni, yeniden…
Geriye dönüp bakmak istemesek de geçmiş yıllardan heybemizde ne kaldıysa onları döktük önümüze, ne biriktirdiysek bu zamana kadar onunla başladık yeni yıla.
Biliyorum, birçoğumuz heybede iyi-kötü ne biriktirdiyse silmek için can atıyor belki ama…
Peki ya sonra?
Bizi büyüten, olgunlaştıran, hayata karşı bir duruş kazandıran (mutluluklarımız kadar belki de daha fazla!) yaşadığımız mutsuzluklarla, üzüntülerle baş etme gücümüz değil mi?
Peki, o halde bu zamana kadar yaşadığımız o mutsuz eden olaylardan kurtulmak, onları silip atmak çözüm mü?
Heybemizdekiler kanımca çok önemli. Mutluluklarımız kadar, hayal kırıklıklarımız da kıymetli. Heybede hep aynı mutluluklar varsa o biraz düşündürücü. Demek ki hiçbir şey yapmamışız o güne kadar. Çünkü yaşadığımız başarısızlıklardır başarıyı kamçılayan. Kimse her defasında ilk denemede istediği sonucu elde edemez.
İnsan, zaman içinde edindiği olumlu- olumsuz tecrübelerle değişir, değişmeli. Yerinde saymak, hiç değişmemek iyi bir şey değildir zaten. Biz istesek de istemesek de zaman ve yaşanmışlıklar mutlaka değiştirir bizi. Hiçbirimiz başlangıçtaki biz değilizdir aslında. Olmamız da beklenmemeli. Geçen yıllarda değişim kaçınılmazdır çünkü.
Değişim olmadan gelişim de olmaz! Kanadalı yazar Bob Proctor’un dediği gibi, “Değişim kaçınılmaz; gelişim bir tercihtir.” İşte işin püf noktası burada!
Yeni bir yıla başlarken sil baştan başlayamadığımıza göre…
Şunu hiç unutmamalıyız: Önemli olan eksikliklerimizin olması değildir, eksikliklerimizin farkında olmamız ve eksikliklerimizi, tamamlamaya çalışma çabamızdır. Peki, kaçımız bunu yapabiliyor ya da yapmak için çaba sarf ediyor?
Hepimiz umutla girdiğimiz yeni yıldan bir şeyler bekliyoruz. Hayatta hep en iyisini hak ettiğimizi düşünüyoruz. Elbette hakkımız.
Peki, hiç soruyor muyuz kendimize “Peki ama ben bu hayata ne veriyorum?” diye.
Bir bakkaldan aldığımız bir sakız için bile bir bedel öderken hayattan neden karşılıksız hazır bir şekilde bize en mükemmeli sunmasını bekliyoruz? Almadan vermek, Allah’a mahsus der atalarımız. O halde yeni yıldan umutla beklediklerimiz her ne ise, kolları sıvayıp beklentilerimiz için çaba sarf edip mücadele etme zamanı. Bugün ilk gün!
Bu günden tezi yok yeni yıldan ne bekliyorsak karşılığında vereceğimiz mücadele için kolları sıvayıp işe başlamamız lazım. Boş hayallerle geçirecek hiç vaktimiz yok. Yoksa yine bir yıl biter ve biz yine heybemizdeki aynı şeylerle boş hayaller peşinde koşmaya devam ederken buluruz kendimizi.
Mutlu, musmutlu ,gönlünüzce güzel bir yıl olsun…
Not: (Bunun için biz bir şey yapamasak da!) Elbette savaşlar son bulsun, adalet yerini bulsun tüm insanlık barış ve huzura kavuşsun…