-
GÜVENDE MİYİZ?!…
Saat 18.45 Ankara 3. kez kana bulanıyor… İlk açıklama 27 ölü 75 yaralı… İkinci açıklama: 34 ölü… 125 yaralı… … Dün akşam Kızılay Güvenpark’ta hepimiz olabilirdik. Yaklaşık 10 dakika önce o noktada bulunmuş biri olarak evime ulaştığımda, Allah’a şükrederken bile içim acıyordu. Utanıyordum belkide… Ben dönebilmiştim evime ama ya dönemeyenler?… Yaşadığımıza, her gün aldığımız nefese tabii ki sonsuz hamt eden insanlarız. Ama şu son günlerde ettiğimiz duaların derinliği ve anlamı inanın değişti. Beş ayda üç bombalama eylemi ve onca can kaybının ardından neler hissedilebilir hiç düşündünüz mü?… Ya evinizden her çıkışınızda akşam evinize tek parça halinde dönüp dönemeyeceğiniz aklınıza geldi mi hiç?… Hele gözlerinin içine bakmaya kıyamadığınız o günahsız…
-
AnKARA
Yalancı bir bahara uyanmıştı Ankara o sabah. Şubat ortasında sıcağın kaynağını anlamakta güçlük çeken insanlar kadar; börtü, böcek, çiçek ne varsa nefes alıp veren aynı şaşkınlığın ortağıydı birkaç gündür. Yalnız, bahar havasına eşlik eden tuhaf, tarifi mümkün olmayan bir gerginlik vardı insanların üzerinde. Evlerde, sokaklarda iş yerlerinde hep aynı sohbet, muhabbet: “Bir tuhaflık var, bir sıkıntı var içimde!…” Bahaneyse; o da aynı… Yaşanan şiddetli kışın ardından aniden nükseden sıcaktan olsa gerek!… Akşam saatleri, iş çıkışı insan seli, arabalar, korna sesleri… Yaşanan keşmekeşliğin ortasında, kararan havaya eşlik eden kasavet sanki olması gerekenden daha da kara gösteriyordu Ankara’yı. Oradan oraya koşturan insanların, kiminin yüzündeki çizgilere kiminin gözlerindeki ifadelere sirayet eden yorgunluk…