• Genel,  Köşe Yazıları

    “ŞÜPHESİZ ÖLÜM KORKUNÇ BİR ŞEYDİR”

    Onunla ilk kez sanırım 2010 yılında tanıştım. Hem de memleketimde binlerce kilometre uzakta. Mutluydum, çünkü birçok kez Cd’den, internetten dinlediğim bir dehayı, Fazıl Say’ı sahnede canlı izleyecektim. O gün konser için yaşadığım şehir olan Stuttgart’a yakın bir ilçe olan Reutlingen’e gittik ailecek. Ne var ki bazı aksilikler sebebiyle konser başlamak üzereyken salona ulaşabildik. Koşarak kapılar kapanmadan salona girmeye çalışırken, salonun önünde karşılaştık kendisiyle. Sahnede devleşen bir sanatçının tevazuu ve hafif bir tebessümle “Çabuk olun ben içeri girmeden girin salona, yoksa almazlar sizi içeriye.” deyişini hatırlıyorum şimdi. Geç kalmak üzere olduğumuz bir konser için sanırım ilk kez sevinmiştim o gün. Çok az Türk vatandaşının olduğu muhteşem bir konserin ardından ayakta alkışlıyorduk…

  • Genel,  Köşe Yazıları

    FAZIL SAY

    Reutlingen’deki konseriyle doğu ve batı kültürünün müziğini sentezleyerek, zihninde bir dantel gibi ilmek ilmek ördüğü notalar eşliğinde; duyarak, hissederek, hissettirerek piyanonun tuşlarında parmaklarının kontrolünü kaybetmişçesine hesapsızca ama bir o kadar bilinçle dokunmak suretiyle muhteşem nağmeler ile Avrupalı insanların takdirini kazanan yalnızca ünlü piyanistimiz Fazıl SAY değil tüm Türkiye’ydi benim gözümde. Bir düşünün, bilet satışları koca bir salonu doldurduğu için ayrı bir güne ek konser koyarak taleplere cevap verebilen bu Avrupa şehrinin kültür merkezindeki salon, ağzına kadar çoğunluğu Alman konuklardan oluşan bir konser. Büyük bir sükûnet ve saygıyla izleniyor. Piyanonun tuşlarıyla alay edermişçesine klavyeye dokunan parmaklar, dokunuşların aksine kendinden emin, sağlam notaların kenetlenmesiyle melodilere dönüşüveriyor arkasında çalan koca  Württemberg Flarmoni Orkestrasına…