-
BİRİ GELSE KAÇAR SÜKÛNU YALNIZLIKLAR…
“Ah, bilmiyor, hiç kimse bilmiyor kıymetini. Yalnızlığın sebeb-i kutsiyetini…” Hümeyra KAYA Yalnızlığın kesif kokusunu çektim içime. Arkada “Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç…” diyen sanatçının; önde, yüreğimin sesi birbirine karışırken üstelik. İnce bir kâğıt kesiğinin açtığı yara misali usul usul sızlıyordu yüreğim. Cama düşen yağmur damlalarının süzülüşündeki letafet ve bir zeybeğin toprağa diz vuruşundaki asalet hatırımda olmasa dik duran sırtımı ve omuzlarımı salacaktım çoktan. Mağrur bakışlarımın altına gizlemeyi başardığım ürkek yüreğimin üstünü örtmekten mi yorulmuştum yoksa ne idüğü belirsiz insanların umarsız, sallapati davranışlarını, yüreğimin üzerine basıp geçişlerini mi kaldıramamıştım? Kalabalığın ezici ağırlığından, yalnızlığın kuştüyü hafifliğine saldım bedenimi. Yalnızca insanların nahoşlukları değil, şehir hayatının bencil, gürültücü, kavurucu, boğucu patırtısı da…