TARTILI ZAMANLAR ÜLKESİ

                                                          

“Zamanı iyi kullanmak valiz toplamaya benzer. İşin sırrı, küçük yerlere küçük şeyler sığdırmayı başarabilmektir.”
SIR HENRY HADDOW

                                      

Almanlar, bu sözde söylenen şeyi iyi başarıyor. Zamanın değerini çok iyi biliyor ve hayatlarını iyi planlıyorlar. Çalışırken tam konsantre, gezerken ekstra rahat. Tatiller, hiç boşa harcanmıyor. Ufak da olsa bir plan mutlaka yapılıyor.

Almanya’da hayat erken başlıyor. Kışın karanlıkta, bahardan itibaren güneşin ilk ışıklarıyla hafta içi erkenden işe gitmek için yollara düşüyorlar. İş ne kadar erkense onlar da o kadar erken çıkıyor yola. Zaman değerli ve hatta zamanı doğru ve hesaplı kullanmak çok önemli onlar için.

Randevularına zamanında gitmek, günü ellerinde bir ajandayla geçirecek kadar planlamak olağan şeyler… Öyle “Haydi bugün şunu yapalım, yarın da diğer işi yapsak olur…” gibi sallapati laflar işitemezsiniz burada. Bugün bir iş yapılacaksa o muhtemelen daha önceden hatta çok önceden planlanmıştır.

Zaman öylesine değerli olduğu için kimse kimsenin vaktini çalamaz, boşa harcayamaz. Denilen saatte randevu yerinde olmamak ayıptır, saygısızlıktır belki de oluşabilecek güvensizliktir.

Trafikte mesela, kimsenin acelesi yoktur ya da olmamalıdır. Sabırla bekler insanlar sıkışan trafiği. Ne bir korna ne de insan sesi işitirsiniz o yılan gibi uzayan kuyrukta. Yayaya, araca yol vermek, nezaketin ötesinde zaten yapılması gerekendir. Hani öyle, “Vay efendim geç kaldım, o beklesin önce ben geçeyim.” işi olmaz burada. Herkes trafikteki o sükûneti önceden hesaplayarak çıkmıştır zaten yola. Sabırlı olmak herkesin kanına işlemiştir adeta.

Zaman kıymetlidir dedik ya, herkes için öyle. Pazar günü, birileri çalışsın ben gezeyim yok. Herkesin dinlenme zamanıdır pazar. Kimi evindedir, kimi bahçesinde kimi bir spor faaliyetinde ama biliniz ki herkes keyfinde.

Çalışma vakitleri kadar boş vakitler de planlıdır yani. Resmi ve dini tatillerde sadece resmi daireler değil tüm iş yerleri kapalıdır. Memura tatil, işçiye çalış, yoktur burada. Tüm insanlar aynı tatili kullanırlar aynı zamanda. Her şey insanların sağlıklı ve performanslı çalışması için planlanmıştır sanki adeta. Senelik izin kullanmayana, zorla kullandırırlar mesela.

Ne çalışırken ne de tatil yaparken bir düzensizlik görürsünüz hayatta. Her şey yerli yerince kuralına uygun, bir saat gibi işler hayatta. Kimilerine monoton gelebilir ama inanın alışınca sükûn bulur insan burada. Belki de bu kadar çok yaşlı nüfusun olmasının bir sebebi de böylesine huzurlu ve sükûnlu yaşamdan kaynaklanıyor olabilir burada.

Belki de birçok başarının altında da bu zaman planlaması gizli!

 Yani uzun lafın kısası, tabir yanlış olmazsa; Almanlar, tarta tarta harcarlar zamanı, sindire sindire, acele etmeden, yormadan yorulmadan.

Uzun bir ömrün sırrı belki burada saklıdır kim bilir?

Paylaşın herkes okusun ;

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir